6 Aralık 2010 Pazartesi

Osmanlı Döneminde Fayton Arkası Yazılar

1. Medreselim

2. O şimdi yeniçeri

3. Hatalıysa : Tez kellesi vurula......
...
4. Tek rakibim Hezarfen Ahmet Çelebi

5. Kıroyum ama akçe bende

6.Faytonunda yer yoksa bana güzelim, ben at üstünde de giderim..

7. Paşa babam sağ olsun

8. Akıncısın dediler kız vermediler

9. O şimdi sadrazam

10. Fetihlerin ustasıyım gözlerinin hastasıyım..

11. Alırım faytonunu :D

12. Hakkını ver faytonun..hakkını

13. Havan kime sultanım ..

14.Babadan oğla değil alın teri.. :D

15.Atlarım beyaz kılarım namaz

16. Rahmetlide şahlanırdı

Kadınların Meşhur 10 Kelimesi

1. Peki
İşte en tehlikeli kelime: Peki… Öyle bir söyleriz ki kavgada o küçücük kelimeyi, öyle anlamlar yükleriz ki üzerine, o an her şeyi bırakıp gitmek isteriz. Avına saldıran bir kaplan kadar hırçın ama bir o kadar da sessiz oluruz. “Peki” dedik, kavga bitti sandın di mi?? Yok öyle bir şey. “Peki” demiş kadın matador karşısındaki boğadan bile daha tehlikelidir. Kırmızıyı kendine göster ve at kendini dışarı. Geriye dönerken (hadi ben kinder süt dilimi ile yumuşarım da) en sevdiği şeylerden almayı sakın unutma. Ama unutma bu seni affettirmez sadece sonunu biraz geciktirir o kadar

2. Tamam
Hele o “tamam”dan sonra susuyorsak, tehlike çanları çalıyor demektir. Her an büyük bir patlama olabilir. Sen her şeyin yoluna girdiğini sanabilirsin. Hazırlıklı ol, başın büyük belada. Fitil fitil gelecek her şey burnundan. Mümkünse göz önünde fazla bulunma, bir şeyler anlatmaya çalışma sakın, seni dinlemiyoruzdur. Zaten o yüzden tamam diyoruz ya. Ne anlatırsan anlat alacağın tek cevap “tamam”dır artık.

3. Anladım
Anladım çünkü çok zekiyiz.

4. Haklısın
Yok öyle bi şey. Haklı olan daima biziz. Haksız bile olsak bir yolunu bulup kendimizi haklı çıkartırız. Aen bile ne olduğunu anlamaz, kendinden utanırsın. Sadece seni oyalıyoruz, haklı olduğun büyüsüne kapılıp gevşediğin anda bütün silahlarımızla saldırıp seni haksız çıkartmak için. Haklı olan biziz. Unutma.

5. Bilmem
Tabii ki biliyorum…Sadece kızgınım ve bilmem diyerek konudan kaçıyorum. Ama sanma ki bu konu kapanacak. Bence sen de şimdi konuyu kapat ve daha ılımlı bi anda gündeme getir. Yoksa sen de farkındasın bildiğimizin.

6. Nasıl İstersen
Aman bunu ciddiye alıp istediğin şeyi yapma, tuzaktır bu. Hele bi yap, gör bakalım sadece süpürgesi eksik olan bir cadı çıkıyor mu karşına çıkmıyor mu? Atıyorum lcd ekran tv istedin kavga çıktı, sonunda sinirden “sen bilirsin” dedik. Getir bakalım o tv’yi eve, bozmak için elimizden gelen her şeyi yapmıyor muyuz??

7. Boşver
Sakın ha boşverme. Boşver dediğimiz şey, inan bizim için çok önemlidir yine sinirden demişizdir. Eğer sen boşverirsen daha da sinirleniriz. Dar ederiz dünyayı başınıza. Her kavgada gündem olur o şey. Sadece biraz bekle sakinleşelim.

8. Sen Bilirsin
Hayır herşeyi ben bilirim. Şu an çok sinirliyim o yüzden seni baştan savma cevaplarla geçiştiriyorum. Sakın ha, havalara girme sen bilirsin dediğim için. Şu an o kadar iyi değilim, tek istediğim susman, o yüzden sen bilirsin.

9. Gerek Yok
Bunu genelde erkek “açıklamama izin ver” dediği zaman söyleriz. “Gerek yok” çünkü sen ne anlatırsan anlat ben yine bildiğimi okuyacağım. Senin söylediklerinden çok, benim düşünüp beynimde kurduklarım önemli şu an benim için. Gerek yok, sus sakinleşmemi bekle önce… Gerek yok.

10. Hı hı
Bu kelimeyi söylerken kesinlikle karşındakinin gözlerine bakmayız. Uzağa boş boş bakışlar atarak söyleriz ki o anlamsız iki heceye olabildiğince anlam yükleyelim. Dudakları birleştirip, başımızı yukarı aşağı sallayarak “hı hıı bittin olum sen” hissini uyandırırız karşı tarafa.

7 Ekim 2010 Perşembe

Sendika (Fıkra)

Toplu sözlesme pazarligindan yeni çikmis sendika baskani, salonda toplanmis isçilere atesli bir söylev çekmektedir:
- "Yoldaslar! Yönetimle yeni bir sözlesme yaptik. Bundan böyle
haftanin dört günü daha çalismayacagiz!" Kalabalik,
- "Yasasiiinn!" diye bagirir.
- "Çalisma saatimiz beste degil, dörtte bitecektiiir!"
...- "YaŞŞhaaaaaa!!"
- "Çalismaya dokuzda degil, onbirde baslayacagiiizz!"
- "Helaaallll!!"
- "Maaslarimiz yüzde 150 artacaktiiirrr!"
- "Vaaaaaauuuuuvvvv!!"
- "Yalnizca Çarsambalari çalisacagiiiiz!"
Bu sözün ardindan derin bir sessizlik olur. Derken arkalardan bir ses duyulur:
- "Her çarsamba mi !

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Bir Çinli Filozofun Denklemi


(insan) = (Yemek) + (Uyumak) + (Para Kazanmak İçin Çalışmak) + (Eğlenmek)
(Eşek) = (Yemek) + (Uyumak) olduğuna göre ilk denklemde..

(Yemek+Uyumak) Yerine (Eşek) koyabiliriz.

(İnsan) = (Eşek) + (Para Kazanmak İçin Çalışmak) + (Eğlenmek)
Bu yeni denklemde her iki taraftan (Eğlenmek) çıkarılırsa:

(İnsan) - (Eğlenmek) = (Eşek) + (Para Kazanmak İçin Çalışmak)

SONUÇ:
Eğlenmesini bilmeyen insan,
Sadece para kazanmaya çalışan eşekten başka birşey değildir..

Çinli Filozof'tan...
Her kim gün içinde arı kadar aktif,
Bir boğa kadar güçlü,
Bir at kadar çalışkan olduğu halde;
Akşam olduğunda eve bir köpek kadar yorgun dönüyorsa,
Bir veterinere görünmelidir.
Çünkü eşek olması kuvvetle muhtemeldir..


9 Nisan 2010 Cuma

Eflatun Der ki !..


Eflatun'a iki soru sormuşlar;

-Birincisi, İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir?
Eflatun tek tek sıralamış,
Çocukluktan sıkılar ve büyümek için acele ederler.
Ne varki çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
Ama sağlıklarını geri alabilmek için de para harcarlar.
Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar.
Sonuçta ne bugünü, ne yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecek gibi yaparlar.
Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.


Sıra gelmiş ikinci soruya;
-Peki siz ne öneriyorsunuz bu duruma?
Bilge yine sıralamış,
Kimseye kendinizi sevdirmeye çalışmayın!
Yapılması gereken tek şey, sadece ''kendinizi sevilmeye bırakmaktır''.
Önemli olan; hayatta ençok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır..

19 Mart 2010 Cuma

İyiliği Besle..

Yaşlı kızılderili reis kulubesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlarmış.Köpeklerden biri beyaz digeri siyahmış ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde duruyorlardı.Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu iki iri köpekti bunlar.Çocuk,kulübeyi korumak için biri yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illede siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık.O merakla sordu dedesine;
-Dede bu iki köpeği niye hep kulübenin önünde tutuyorsun?Hemde niye biri siyah diğeri beyaz?
Yaşlı reis,bilgece gülümsedi ve torununun sırtını sıvazladı:
-Onlar benim için iki simgedir.
Çocuk :
-Neyin simgesi?
-İyilik ile kötülüğün simgesi.Aynen gördüğün şu iki köpek gibi, iyilik ve kötülük durmadan içimizdemücadele eder.Onları seyrettikçe ben hep bunları düşünürüm.
Çocuk, sözün burasında,mücadele varsa,kazananıda olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
-Peki hangisi kazanır bu mücadeleyi?
Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa :
-Hangisimi evlat?Ben hangisini beslersem o kazanır!