31 Aralık 2008 Çarşamba

Görkem'li Yeniyıl Çınar'ı =D

YENİYIL HAZIRLIKLARINA GÖRKEM'CİM YARDIM ETTİ. ÇINAR'CIM DA GERİ BOZDU:) AMA GÜLE OYNAYA EĞLENE YAPTIK SONUNDA. BEN BU YAZIYI HAZIRLARKEN, 2006 YA SADECE 8 SAAT KALDI. ''ALLAH KİMSENİN AĞZININ TADINI BOZMASIN '' DER BÜYÜKLERİMİZ. EVET, ALLAH'TAN HERKESE AFİYET VE SAĞLIK DİLİYORUM.HERKESE NİCE YILLAR...


































BİDE BU LİNKİ TIKLAYIN BAKALIM, KİM ÇIKACAK İÇİNDEN? ;D

25 Aralık 2008 Perşembe

20 Aralık 2008 Cumartesi

Patates Tarlası

Nebraska da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekimi için tarlayı bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi, fakat oda hapisteydi. Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşkülatını izah etti.
Sevgili David;
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorumki sen bahçeyi benim için hallederdin.
Sevgiler Baban.
Birkaçgün sonra oğlundan bir mektup aldı.
Babacığım,
Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm.
Sevgiler David.
Ertesi gün sabaha karşı saat 04:00'de FBI ve yerel polis çıkageldi ve tüm sahayı kazdılar, lakin hiçbir cesete rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.
Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.
Babacığım,
Şimdi patateslerini ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım
Sevgiler David...
BİR GÜÇLÜKLE KARŞILAŞTIĞINIZDA,
KENDİNİZE BİR KAÇIŞ YOLU DEĞİL,
BİR ÇIKIŞ YOLU ARAYIN.
D.L.Weatherford

14 Aralık 2008 Pazar

Erkekler Melektir (Fıkra)

Bir gün ormancının biri dalları nehrin üzerine sarkan ağacın dallarını keserken baltasını suya düsürür.
'Aman tanrım' diye bağırdığında TANRI belirir ve 'Ne diye bağırıyorsun?' der.
Ormancı baltasinı suya düşürdüğünü ve yaşamını sürdürebilmek için o baltaya ihtiyacı olduğunu söyler. TANRI suya dalar ve elinde bir altın balta ile tekrar belirir.
'Baltan bu muydu?' diye sorar.
Ormancı 'hayır' diye cevaplar. TANRI suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüş bir balta iletekrar belirir ve yine sorar.
'Baltan bu muydu?
Ormancı yine 'hayır' diye cevaplar.TANRI suya tkrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar.
'baltan bu muydu?
Ormancı 'evet' der. Ormancının dürüstlüğü TANRI'nin çok hoşuna gider ve baltaların üçünü de kendisine verir.Ormancı mutlu bir şekilde evine döner.Bir zaman sonra ormancı eşiyle birlikte nehir boyunca yürürken karısı suya düser.
Ormancı 'aman tanrım' diye bağırır. TANRI yine belirir ve sorar.
'Ne diye bağırıyorsun?'
Ormancı 'karım suya düştü' der.TANRI suya dalar ve jennifer lopez le birlikte geri döner. 'Senin karın bu mu?' diye sorar.
Ormancı 'evet' der. TANRI sinirlenmiştir.
'Yalan söylüyorsun, gerçek bu değil' der.
Ormancı 'özür dilerim TANRIM, ortada bir yanlış anlaşılma söz konusu. Eğer Jennifer Lopez için hayır deseydim bu sefer Catherine Zeta-Jones ile geri dönecektin, o na da hayırdeseydim karımla döncek ve her üçünü de bana verecektin. Ben fakir bir adamım ve üç karımın sorumluluğunu taşıyabilecek durumda değilim. Jennifer Lopez e evet dememin sebebi budur....


Bu hikayeden alinacak ders :Ne zaman bir erkek yalan söylüyorsa bunun iyi ve saygın bir nedeni vardir ve bu başkalarının yararı içindir.
(Kendileri için birşey istiyorlarsa ekmek çarpsındır )

6 Aralık 2008 Cumartesi

Kurtban Bayramınız Kutlu Olsun..



Esasen kurban bayramlarında kurban kesmenin alternatifi, fakir bir insana , maddi yadım yapmaktır. Bu daha hayırlı bir iş gibi geliyor bana. Eminim birçok kişi de bana katılıyordur. Tabi bu bizim hem dini bayramımız olduğu için , hem de gelenekleri yaşatmak adına bana katılmayanlar da vardır. Onlara da saygı duyuyorum. Ve bu 'Selçuk Erdem' karikatürüyle herkesin bayramını kutluyorum.

4 Aralık 2008 Perşembe

28 Kasım 2008 Cuma

Türk Kadının Görevleri


Birinci vazifen bulaşık, çamaşır ve kocanasahip çıkmaktır.

Mevcudiyetinin yegane temelibudur.

Kocan en kıymetli hazinendir.

Seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek kaynanan ve görümcelerin olabilir.

Birgün evliliğini kurtarmak mecburiyetine düşersen vazifeye atılmak için bulaşık ve çamaşırı düşünmeyeceksin.

Bu durum elektriğin ve suyun kesildiği andaortaya çıkabilir.

Evliliğine tecavüz etmek isteyenkaynanan görümcelerin ve hayatta emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Hayattakılıbık kocan zor bir ihtimalde olsa da başka bir bayana göz dikmiş olabilir.

Aileniz fakru zaruretiçindeharap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey asil Türk kadını işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifenyuvanı kurtarmaktır.

Anasının kuzusu olan kocanı adam etmek senin elindedir.

İhtiyaç duyduğunmerdane dolabın sol üst köşesinde saklıdır

24 Kasım 2008 Pazartesi

Alkol Alımına Bağlı Bozukluklar, Sebepleri ve Çözümleri

Alkol alimina bagli bozukluklar, nedenleri ve cozumleri:
Belirti: Ayaginiz islak ve soguk.
Sebep: Kadeh yanlis aciyla tutuluyor.
Cozum: Kadehin agizini yukariya gelinceye kadar cevirin.
------------------------------
Belirti: Onunuzdeki duvarda avizeler var.
Sebep: Zeminde yatiyorsunuz.
Cozum: Vucudunuzu zemine 90° aci yapacak sekilde konumlandirin.
-------------------------------------------
Belirti: Zemin bulanik gorunuyor.
Sebep: Bos bir kadehe bakiyorsunuz.
Cozum: Hemen kadehi sevdiginiz bir icecekle doldurun.
----------------------------------------
Belirti: Zemin hareket ediyor.
Sebep: Surukleniyorsunuz.
Cozum: En azindan sizi nereye goturduklerini sorun.
------------------------------------------
Belirti: Ne zaman birisi konussa kulaginiz yanki yapiyor.
Sebep: Kulaginizi kadehe sokmussunuz.
Cozum: Kendinizi maskara yapmayi birakin!
------------------------------------------
Belirti: Oda sallaniyor, herkes beyaz giyinmis ve muzik sanki tekrar edipduruyor.
Sebep: Ambulanstasiniz.
Cozum: Hareket etmeyin. Uzmanlar geregini yapar.
----------------------------------
Belirti: Babaniz ve kardesleriniz yabanci gibi bakiyor.
Sebep: Yanlis evdesiniz.
Cozum: Evinizin yolunu sorun.
Şerefe :))

Bak Şu Erzurumlunun Yaptığına (Fıkra)

Erzurumlu harmanini kaldırmış, ekinini kurutuyormuş. Öğleden sonra gökyüzü kararmaya başlamış..
-'Allah'ım, ne olirsen ekinim gurumadan yağmurunu yağdırma! '
-'Allah'ım, birkaç gün daha yağmurunu yağdırma, ne olirsen' diye dualar edip durmuş. Ekini kurudu kuruyacak. Aksam üzeri, son yarim saatte bir yağmur bir boran.
Tüm ekini çürümüş. O hırsla eve gelmiş, Bir de bakmış ki; eşeğine de yıldırım çarpmış. Bu olay Erzurumlunun içine oturmuş ama birşey de yapamamış.
Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. İlk gün niyetlenmiş Erzurumlu. İftara tam yarim saat kala, bir sigara çıkartıp yakmış.
İlk nefesini söyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş. Nasil? illet oliysen simdi değil mi?' demiş ve eklemiş Ölen eşeği de gurbana saymazsam şerefsizim

26 Ekim 2008 Pazar

Uluslar Arası Arkadaşlık Ödülü

Blogerlar arasında sobelemeyi yeni öğrenmiştim tam da, şimdi de yeni bişey daha öğrendim: Uluslar arası arkadaşlık ödülü verme.. Embir arkadaşım, bana ödül vermiş. Şu anda kısıtlı zamanım ve internet imkanlarımdan dolayı hızlı bişekilde bende arkadaşlarıma ödüllerini dağıtacağım.

http://www.orgueli.blogspot.com/

http://www.kelebeklebizbizbize.com/

http://www.nalanınevi.blogspot.com/

http://www.sibel-la.blogspot.com/

http://www.dilekyigit.blogspot.com/

http://www.yldoz.blogspot.com/

http://www.hobiperisi.blogspot.com/

12 Ekim 2008 Pazar

Geveze Papağan(Fıkra)

Adam evine gelir ve posta kutusunda telefon faturasını görür. Bir bakarki 3 milyar küsür lira fatura. Beyninden vurulmuşa döner. Hemen ayrıntılıfatura ister. Fatura gelir. Aranan bütün numaralar adamın arkadaşlarına ve dostlarına aittir.
Adam :- Bu nasıl olur? Ödeyeceğiz mecburen der.
O sırada gözü papağanına takılır. Bir an tereddüt eder.
- Yok canım hayvancağızın günahını alıyorum der içinden ama şüphe dedevam etmektedir.
- Ya yapmışsa? Yok, yok yapmamıştır....Diye hüsnü kuruntulara devam ederken gece papağanı gözlemeye karar verir.
Papağan kafesinden çıkar ve telefonun başına gidip rehberi açar, adamınkız arkadaşlarını tek tek arayıp saatlerce konuşur. Adam sinirden çıldırmış bir şekilde papağanı yakalar ve kanatlarından duvara çiviler. Papağan çarmıha gerilmiş bir vaziyette duvarda asılıkalmıştır. Adam sinirle papağanı azarlar;
- Bir hafta burada asılı kal da aklın başına gelsin. Çek bakalım cezanı!Adam gider. Papağan bir bakar karşı duvarda çarmıha gerilmiş Hz. İsa durmakta. Hemen muhabbete koyulur;
- Birader sen ne kadardır buradasın?
- 2000 yıldır buradayım der Hz. İsa.
Papağan hayretler içinde kalmıştır;
- Ohaaaa!.. Nereyi aradın lan öyle?

8 Ekim 2008 Çarşamba

6 Ekim 2008 Pazartesi

Tüm Türk Halkının Başı Sağolsun

Dün öğle üzeri haberlerde dinleyip tüm Türk Halkı gibi yüreğimden vurulduğum, Şemdinli Aktütün karakolu'nda yaşanan baskın ve ertesinde 17 şehit askerimizin haberini gözlerim dolarak izledim. Bu olayın ardından TSK, Aktütün Karakolu'nunda dahil olduğu bölge karakollarının 5 tane sinin birden yerlerinin taşınmasına karar verdi.Şehitlerimize Allah'tan rahmet , yakınlarına ise metanet ve başsağlığı diliyorum.

İşte Aktütün karakolunun asker gözünden fotoğrafı.Gerisini varın siz düşünün.

Bugün intenetten baktığım Hürriyet gazetesi haberlerinden, Bekir Coşkunun yazdığı köşe yazısı dikkatimi çekti. Söylenmesi gerekenleri birçırpıda söyleyivermiş. Bunu da burada paylaşmak istedim:
Bekir COŞKUN
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10055715.asp Bize ağlamak düşer...TASALANMAYIN birazdan geçecek. Gazetelerdeki "Yüreklere ateş düştü" manşetleri unutulacak, televizyondakiler "gazoz kapaklarını" konuşmaya dönecekler, siyasetçiler içlerinden "işte unutuldu gitti" diyerek ve sırıtarak dolanacaklar, Genelkurmay yine Kuzey Irak’a kaç sorti yaptıklarını açıklayacak.Sizler unutacaksınız...Ben unutacağım...Sadece orada bir yığma evde, bir gelin gizli gizli ağlayacak, bir anne sabahlara kadar acı çekecek ve bir çocuk okulda "Bu şehit çocuğudur" diye başının okşanmasını boşu boşuna bekleyecek.*Niçin?..Çünkü kimliğini yitirmiş toplumlar böyle yaparlar.O şanlı-şerefli savaşları bile inkár eden, bir ulusun şahlanışını dahi küçümseyen... Kutsal savaşının yiğit komutanı Mustafa’sına küfredenleri başına taç yapan... İslam áleminin son asırlarda kazandığı tek şanlı zaferin kurduğu cumhuriyetini tekmeleyen halklar...İşte böyle olurlar...Silik...Ezik...Çaresiz...

Resimlerin kaynağı: İnterhaber Foto Galeri

Doğru Erkek

Kadinin biri kumsalda yürürken ayagi eski bir lambaya takilmis, kadin lambayi kumlarin içinden çikarmis,ovalamis.
Lambadan cin çikmis ve; -'Sadece bir dilek hakkin var, iyi düsün öyle dile' demis. Kadin hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çikararak: -'Bütün dünyada zulmün, savasin, açligin bitmesini istiyorum. Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun? Bu ülkelerin birbiriyle savasmayi birakmasini, her yere barisin gelmesini diliyorum' diyivermis.
Cin haritaya bakmis ve dehsetle; - 'Tanri askina Kadin! Bu ülkeler binlerce yildir savasiyorlar. Tamam isimde iyiyim ama o kadar da degil! Bunu yapilabilecegimi sanmiyorum. Baska bir dilekte bulun' diye bagirmis.
Kadin birkaç dakika düsünmüs ve ; - 'Hayatim boyunca dogru bir erkek bulamadim. Bilirsin; hem ince düsünceli, hem dürüst, hem karizmatik , hem egl enceli biri, sevecen, ilgili ve ömür boyu sadik olacak erkek diliyorum' demis.
Cin derin derin bir iç çekmis: -Uzat şu kahrolası haritayı..!!!

Asla Resmini İnternete Koyma



















28 Eylül 2008 Pazar

Eski Bayramlar Ne Kadar Eskidi?


''Aaahh nerde o eski bayramlar'' diye başlayan bayram muhabbetlerinden birine daha başlamak üzereyiz. Nedendir acaba bu eski bayramlara olan özlem?Yada şöyle sorayım, neden yeni bayramlar eskiler kadar güzel olmuyor?Eski bayramlarda da hep eskiyi özlerlerdi.Bunun başı neresi? Hangi zamandaki bayram bu özlenip özlenip bitürlü tadına doyulamayan?
Halbuki teknoloji ilerledi, şeker çeşitleri kat be kat arttı, e büyüklerimizi de hep ziyaret eder el öpmelere gideriz, çocuklar yine yine mahalle mahalle koşuşturup bildik bilmedik tüm kapıları dolanıp şeker toplarlar....eeeee.... Nedir o zaman eski bayramları bulunmaz-ulaşılmaz yapan şey?...
Ama galiba ben cevabını biliyorum:
Eskiden bizler küçüktük. Minik, miniminnacıktık. Bir çocuğun hayattan aldığı tatla yetiştkin insansanınki bir olmuyor.
Çocukluğumda şeker toplamaya ben de bayılırdım. Yatağıma yattığımda, ertesi gün neler yapacağımı düşündükçe , gece uzar uzar ,sabah olmazdı bir türlü. Hele bir de bayram için babam yeni bir bayramlık kıyafet aldıysa ,bayramlıklar hemen yastık altına..Bayram sabahı babam erken kalkıp bayram namazına gider, bizde o arada yine erkenden Ramazan' dan sonraki ilk kahvaltı soframızı özene bezene hazırlar, babamın dönmesini beklerdik. Cümbür cemaat aile içi bayramlaşmanın ardından , o missss gibi taptaze demlenmiş çayın kokusunu ,ilk yudumu almadan önce ,içine iyiiicene bi çekip, kaynar kaynar çay bardardağını, iki parmak ucuyla biraz yamanaraktan tutup, hüüüürrrppp diye içmenin tadına varırdık. Kahvaltıdan sonra cebimize nadiren uğrayan harçlıklarımızla , kendimizi mahalle bakkalına zor atardık. Siz bilirmisiniz eline ayda yılda bir defa (işte bayramdan bayrama da olsa) fırsat geçirmiş bir çocuk bir seferde kaç tane kola içip, çikolata, şeker ve dondurma yiyebilir :) Emin olunki çokk fazla...
Ve bütün gün şeker ve çikolataya boğulduktan sonra akşam biraz hastalanılır... Anne tarafından iyileştirilip ayağa kaldırılan çocuk ertesi gün yine aynılarını yapar. Akşamları kolu komşu, tek yada bir-iki kanalı olan tv'de nostaljik Hacivat Karagöz-Meddah oyunları- Eğlence programları ...Bunlar bizim dünyamızdı..Ama babalarımız hep ''Nerde o eski bayramlar'' derlerdi.
Şimdi büyüdük, şeker toplamak istemiyoruz. Harçlık almıyoruz, artık veren taraftayız. Bayramlık elbise diye bişey yok. Komşumuz da yok. Karagöz'le Hacivat da artık daha modern. Zaten olsada izleyen yok....''Eski bayramlar çok daha güzeldi'' deme sırası bize geldi...
Şimdi çocuklarımız var. Onlar şeker topluyor, büyüklerin ellerini öpüp harçlık topluyorlar. Bayram için yeni kıyafetleri oldu diye seviniyorlar. Şeker ve karınları ağrıyana kadar çikolata yeyecekleri günü sabırsızlıkla bekliyorlar. Gezmelere gitmek için sabırsızlanıp, eve oyun çağına uygun çocuğu olan bir misafir gelsin diye bekliyorlar.Onlar için Şeker , bizim için Ramazan Bayramı oldu artık...
İşte benim naçizane, eski ve yeni Bayram kıyaslamam böyle.. Herkesin Şeker ve Ramazan Bayramlarını kutluyorum efendim....

19 Eylül 2008 Cuma

Ünlüler Ünsüzken










Karşılıksız Sevgi

Bu, Kuzey Irak'ta savaşan ve sonunda evine dönecek olan Mehmet adında bir askerin hikayesidir.
Mehmet evine gitmeden önce, İstanbul'da bulunan anne babasına telefon açtı.

'Sevgili anne ve babacığım, sonunda eve geliyorum ama bir şey sormak istiyorum. Bir arkadaşımı da beraber eve getirebilir miyim?

'Tabii ki' diye cevapladılar. 'Onunla tanışmaktan mutluluk duyarız.'

'Ama bilmeniz gereken bir şey var' diye Mehmet devam etti,

'O savaşta ağır yaralandı. Kara mayınına bastı ve kolu ile bacağını kaybetti. Başka gidecek hiçbir yeri yok. Onun bize gelmesini ve bizimle yaşamasını istiyorum'.

''Bunu duyduğuma çok üzüldüm oğlum, belki kalacak başka bir yer bulması için ona yardımcı olabiliriz'
'O hayır, onun bizimle yaşamasını istiyorum der...''

'Oğlum,' dedi babası,

'Sen ne istediğinin farkında değilsin. Böyle büyük bir sorunu olan birisi bizi çok rahatsız eder. Bizim kendi hayatımız var ve böyle farklılığa izin veremeyiz. Bence sen eve gelmeli ve bu çocuğu unutmalısın. O kendi yaşamını devam ettirmenin bir yolunu bulacaktır.'
O andan sonra, Mehmet telefonu kapattı. Anne ve babası ondan başka bir söz duymadılar...
Birkaç gün sonra, İstanbul polisinden bir telefon geldi. Oğullarının bir binadan düşerek öldüğünü söylediler. Polise göre intihardı. Anne ve baba telaşla uçağa binerek oğullarının teşhisini yapmak için atladığı ildeki devlet hastanesinde bulunan teşhis morguna gittiler. Mehmet'i teşhis etmişlerdi. Ama gözleri fal taşı gibi açılarak... Bilmedikleri bir şeyi fark ettiler. Mehmet'in bir bacağı ve bir kolu yoktu...

Bu hikayedeki anne ve baba birçoğumuza benzer. Etrafımızda iyi görünen ve neşeli insanları sevmek bize kolay gelir, ama bize rahatsızlık veren özellikle bizim kadar sağlıklı olmayan, bizim kadar güzel olmayan ve bizim kadar zeki olmayan insanlardan uzak durmayı tercih ederiz. Çok şükür ki bizi bu kategoride gören birisi yok. Karşılıksız sevmeyi başaran birisi sonsuza kadar ailemizdendir; ne kadar çirkin, ne kadar fakir, ne kadar engelli olursak olalım. Bu gün yatmadan önce ALLAH'a biraz daha dua ederek insanları oldukları gibi kabul etmemizi sağlamasını isteyelim ve ne kadar farklı olurlarsa olsunlar onlara karşı daha anlayışlı olabilmeyi isteyelim. Arkadaşlar çok nadir bulunan cevherlerdir. Onlar sizi güldürür ve başarmanız için destekler. Bazen tek kelime bazen bir cümle paylaşırlar ama her zaman kalbinizi ona açmanızı beklerler....!!!!

12 Eylül 2008 Cuma

Doğum Günü Hediyesi (Fıkra)

3 adam oturmuş eşlerine aldıkları hediyelerden bahsediyorlarmış. Birincisi demiş ki, 'karıma öyle bir hediye aldım ki, 6 saniyede 0'dan 100'e çıkıyor.
' Diğer ikisi anlamamışlar. 'Ne aldın?' diye sormuşlar. 'Beyaz bir Porsche aldım. Çok mutlu oldu.' diye cevap vermiş.
İkinci adam demişki, 'Bende geçen doğum gününde karıma 4 saniyede 0'dan 100'e çıkan bişey almıştım.
' Hemen anlamışlar tabi ki: 'Heey, yoksa Ferrari mi aldın?' Adam gülümsemiş: Evet, kıpkırmızı bir Ferrari aldım. Gerçekten de ona çok yakıştı.'demiş.
Bu sefer üçüncü adama sormuşlar: 'Peki sen ne aldın karına?' Adam demiş ki: Ben öyle bişey aldım ki; sadece 2 saniyede 0'dan 100'e çıkıyor.
' Adamlar şaşırmışlar: 'Atıyorsun!' demişer, 'Öyle bir araba olmaz ki!' Adam cevap vermiş: 'Araba aldığımı kim söyledi? İşte bunu a ldım demiş. Ne aldığını görmek için tıklayın...

5 Eylül 2008 Cuma

İlk İnsanlar (Fıkra)

Küçük kız annesine '' Anne ilk insanlar dünyaya nasıl geldiler'' diye sormuş.
"Tanrı Adem ve Havva'yı yarattı, çocukları oldu ve insanoğlu yeryüzüne yayılmaya başladı yavrum" diye izah etmiş annesi..
Birkaç gün sonra küçük kız aynı soruyu babasına sormuş.. "Binlerce yıl önce maymunlar vardı" demiş babası, "Bizler de evrim geçirerek onlardan türedik.."
Farklı iki cevaptan aklı karışan kız annesine gidip "Nasıl olur anne" demiş
"Sen bana insanın Tanrı tarafından yaratıldığını, babam da maymunlardan geldiğini söylüyor.. Karıştırıyorum.. "
"Karıştırıcak bir şey yok" demiş annesi gülerek: "Ben sana kendi ailemin geçmişini anlattım. Baban da kendi ailesininkini anlatmış, bir tanem..!"

2 Eylül 2008 Salı

Badem Ezmesi Bebekler

Bana maille gelen bu bebecikleri sizlerle paylaşmadan edemedim