19 Ağustos 2009 Çarşamba

Ahh Kadınlar..(Fıkra)

Yasli adam ölüm dösegindeydi. .. Artik son dakikalarini yasiyordu...
Hasta yataginda yatarken birden mutfaktan gelen kokuyu duydu, en sevdigi çikolatali kurabiyelerin kokusu...
Birden gözleri aralandi, kendini ayaga kalkacak kadar güçlü hissetti...Bu sasilacak bir seydi, ölmek üzere olan adami ayaga kaldirmaya kurabiyelerin kokusu yetmisti...
Duvara tutunarak merdivenlere kadar yürüdü...Basamaklari agir agir inerken sanki mutfaga degil hayata yaklasiyor gibi heyecanliydi. . .
Nihayet mutfak kapisina kadar geldi...
Iste masanin üzerindeki tepside onlarca çikolatali kurabiye, tam karsisinda duruyordu...
Son gücüyle masaya yaklasti, o kurabiyelerden bir tane agzina atabilse sanki ömrüne ömür katilacakti. ..Bir tane almak için elini uzatti...
Ama birden karisi yetisti ve eline vurdu:
"Çek elini bakayim...
Onlar cenaze için..."

11 Ağustos 2009 Salı

Eşek Deyip Geçme (Fıkra)

1950'li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye'ye.
Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış.
O zamanlarda yol güzergâhını belirleyecek alet yok, eleman yok. Na fı'a mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından, elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış.
Bunu gören Amerikalı mühendis, pratiği kavrayamamış ve sormuş:
- Ne yapıyorlar böyle?
- Rampada yolun güzergâhını belirliyorlar.
- Anlayamadım?
- Eşek %7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergâhı belirliyoruz. Deyince Amerikalı katılarak gülmeye başlamış. Yatışınca da sormuş:
- Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?
Kayserili bozgun... cevap vermiş:
- Amerika'dan mühendis getirtiyoruz.