30 Ocak 2009 Cuma

Mim

Evet en sonunda ben de mimlendim. Bu ilk mimlenişim.
Mimin konusu, ''Son okuduğunuz (yada okumakta olduğunuz ) kitabın 161.inci sayfasının 5. inci cümlesini yazmak'' ...
Bende bu ilk mimimin gereğini yerine getirmek adına cümleyi yazıyorum:
İKİDE BİR KAFALARINI KALDIRIP GÜNEŞE BAKIYORLAR, '' DAHA SAĞIMA VAR'' DİYORLARDI.
Bu cümleler Selahattin Şimşek adlı yazarın ''Hakkari Dedikleri'' adlı kitabına ait. Kitap, adında anlaşılacağı üzere Anadolu'nun en ücra köşesi sayılan Hakkari'nin ezelden beridir öyle gelmiş, öyle devam eden sorunlarını akıcı diliyle anlatıyor.
Gelgelelim mimlenek kişiye. Aslında kimi yazacağımı bilmiyorum. Tanıdığım biçok kişi daha önce mimlenmiş. Oyüzden bende çok tanımasam da Ece Aymer Hanım'ı mimliyorum. O'nun güzel blogunu görmeyenlere de ziyaret etme fırsatı vermek istiyorum.


http://favoritehometovisit.blogspot.com/

25 Ocak 2009 Pazar

İnsanı Düzeltince Ne Olur?

Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü.
Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti, bu hafta sonu sinemaya götürecekti.Ama canı hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu.
Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna;
Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim dedi sonra düşündü:
Oh be! Kurtuldum, en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez.
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi ve Baba haritayı düzelttim artık sinemaya gidebiliriz, dedi.
Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içindeydi. Çünkü paramparça olmuş harita hiç eksiksiz yerli yerine gelmişti. Baba bunu nasıl yaptığını sordu.
Çocuk:
Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı, dedi ve ekledi:
İNSANI DÜZELTTİĞİM ZAMAN, DÜNYA KENDİLİĞİNDEN DÜZELDİ.

19 Ocak 2009 Pazartesi

En Uzak Mesafe








Aileler kutsanabilmek için çocuklarını kurban ediyorlar.















Damat ve gelin daha önce birbirlerini hiç görmemişler. Bir Nepal töresi....






9 yaşında evlendirilen Marzia Bazmohamed televizyonu bozduğu için eşinden korkarak kendini yakmaya kalkışmış. Derin yanıklar içinde yaşam mücadelesi veriyor ve henüz 15 yaşında.











Roshan Kasem 8 yaşında... Yanında oturan 55 yaşındaki adamla nişanlandığını bilmiyor. Nişanlanmanın ne olduğunu bilecek yaşta değil ama çetin bir gelecek onu bekliyor .







Ailesine kaçmak isteyen karısını öldüresiye döven bu adamı haklı bulanların sayısı çok. bir yaşında nişanlandırılan ve 10 yaşında evlendirilen bu kadını ise kimse anlamak istemiyor.







Afganistan'da kadınlar intihar eden Rokhshana Rahimi için ağıt yakıyorlar.



Çocuk yaşta evlendirme geleneği Hıristiyanlar arasında da yaygın. 11 yaşındaki Destaye Amare Ortadoks kilisesinin rahibiyle evleniyor. Etyopya'da Ortadoks rahipler çocuk yaşta kızlarla evlenmek zorundalar.






Çocuk yaşta evlendirilen bu kızlar eşleri tarafından şiddete maruz kalıyorlar. Vucutları gelişme seyrini tamamlamadan hamile kaldıkları için sürekli sağlık sorunları yaşıyorlar










Bu kötü gelenek büyük trajedilerle sonlanabiliyor. Evliliğini bitirmek isteyen kadınlar çoğunlukla kadın tüccarlarının eline düşüyorlar ve fuhşa zorlanıyorlar.















Stephanie Sinclair... 1973 doğumlu Fotoğraf sanatçısı bu insanlık dramını dile getirdiği Fotoğraf dizisiyle FreeLens ödülünü aldı.








VE ŞU ANDA 14 YAŞINDA EVLİLİĞE ONAY VEREN YASA TASARISI MECLİSTEN GEÇİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR(daha sonra 8 yaşına düşmeyeceğini kim garanti edebilir?)

En uzak mesafe ne Afrika'dır.

Ne Çin, Ne Hindistan,

Ne seyyareler,

Ne de yıldızlar, geceleri ışıldayan…

En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir..

Birbirini anlamayan..

Can Yücel

14 Ocak 2009 Çarşamba

9 Ocak 2009 Cuma

Satışın Sırrı (Fıkra)

Ateşli bir köy çocuğu şehrin en büyük marketinde işe başvurur. Dünyanın bu en büyük alışveriş merkezinde her şey ama her şey satılmaktadır.
Patron sorar: - Daha önce hiç satıcılık yaptın mı?
- Evet köyümde bu işi yaptım. Patronun gözü çocuğu tutar:
- İyi, yarın başlıyorsun. Ertesi gün akşam olur ve patron çocuğu karşısına alır;
- Evet, bugün kaç satış yaptın?
- Bir!
- Ne bir mi? Diğerleri 20-30 satış yaptlar, Nasıl bir? Kaç dolar tuttu peki?
- 320.334 USD doları. Patron şaşırır ve sorar:
- Nasıl becerdin bunu?
- Adama başta küçük boy bir olta, sonra or ta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım. Adama nerede balık tutacağını sordum. Kıyıda diyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. Tekne bölümüne indik ve çift motorlu, yelkenli, lüks bir yat sattım. Vosvosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince son model 4x4 bir jeep sattım.
Patron kendinden geçer:
- Ne diyorsun, bütün bunları bir küçük olta almaya gelen adama mı sattın? Genç çocuk cevap verir :
- Yoo aslında karısı için bir tane orkid istemişti... Ben de ona şöyle dedim: ' Hafta sonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git....'